9 Eylül 2010 Perşembe

kırmızı gökyüzü günlerinin sonunda

Bir mektup yazılır bir gün. Karşılığı hiçlikten de beter. Hiçlik, taşınamaz günde en azından, o ne düşünülür, ne de onunla konuşulur. Bir boşluk bile sayılmaz o, yoktur basitçe. Hiçlikten kötü karşılıklar ise, bizi hiç yapar kendimize. Bu öfkenin, lanet okumanın başladığı yerdir. Öfke büyür, yaşamı kaplar, giderek nesnesini karşısında bulamayan öfke kendine yönelir insanın. Bu da tekinsizliğin kıyısıdır. Duyulan, acı değildir. Şefkat ve anlayış barındırmaz bir kara lanete dönüşür kalbin dilinde giderek. Öykü, o çok sevdiğimiz Anayurt Oteli'ndeki drama benzer. Kasaba vardır insanın içinde bir yerde. Kasaba, biraz da yaşanamamışlık demektir burada.