Az önce gitti eylül. Bir yağmuru hediye etmekten geri durmadı yine de. Ben yıllar yıllardan sonra bir eylülde daha -başka boyutlardan birinde- sevmekten hoşnut, akşam üstü yağmurlu bir pencere arkasından uğurladım kendisini, biliyor olmakla beraber uğurlanmaktan hoşlanmadığını. Hep gelir eylül, ona veda edilmez ve sessizce özlenir hep.
Sonra;
İçtiğim şarabın rengi anlatmaya yetmez gecenin kırmızısını. Yüzünün yarımını hatırlıyorum hep nedense.Kalan yarısını biraz Chopin tam ediyor, biraz da yatağım; O'na dair tutkudan başka bir örtü ile örtünmediğim bir kaç zamandır.
Düşse düş. Bu kadar yağmurda kalıp başka ne yapılırdı ki bugün düşlemekten başka.
Sonbahar.