Sana demek isterdim,bir şarkıyı haykırmak gibi; ne çok sevdiğimi sözlerini.Bir gün bir ışıklı sabah bulunur diye...Hayatımızca unutmayız o zaman, bir gün ve o sabah; bir kez olsun yaşayabilme düşünü...Yetmez o sabahlar ve bu yetmezlik ölçüsünde değerli olur yaşam. Gün mevsime, mevsim,ömre dönüşür.Ve biz keşfedilmemiş yeni bir mavilik buluruz onda.
Kıyıdaydım yine,hep olageldiğim yerde. Soğuk ve güneşliydi gün. Adalar sisle kaplanmıştı, zor görüyordum, ve uzaktaki elimin sızısından yaşarıyordu gözlerim. Çok sevmiştim kelimelerini.Umudu unutmamak için. Buradaydın...
Ölümcül ve karanlık bir şeye dönüştü sevgim. Bir rengi bile yok tanımlayabilecek onu. Buna karşın, o sevgiyi taşımamış olsaydı, bir değeri de kalmamış olacaktı çirkin varlığımın. İsteyemem ki daha çok....İstemelerin sonucu bu; istenemeyen ve sevilemeyen bir adam.
Bu dengidengineçalandavulgiller kabilesinin, uydurulmuş aşk kurallarıyla bir derdim var.
Kimse, aşk yüzünden yitip gitmiş öz saygıyı geri kazandırmak zorunda değil ötekine.
Ama "koşulsuz sevgi" denen bir kavram var, yok mu ? var.
Buna karşıt, "sevgiye kayıtsızlık" denen bir kavram daha var... Olmasaydı iyiydi gerçi....ama var.
Bu dünyada, birbirine karşıt kavramlardan, kötü olanları ağır basıyor, bu yüzden dengede kalmak için iyi yana doğru eğilmekten, bu kötü postüre sahip olduk (iyiye eğilmek, ona dokunmayı sağlamasa da).
Bu dünya , bu kurallar, bu derin sevgisizliğin sağır edici sesleri, adamı "BORDERLINE" yapar da ruhu bile duymaz.
Sevgisizlik, Araf'ta yaşatır insanı ve bana kalırsa, Araf, Cehennem'den de kötü bir yerdir. Öyledir...
Sevemedin, sevemiyorsun.....anladım, gerçekten anladım. Ama ne olur Araf'ta yaşamamı isteme benden. İçinde iyilik ve güzellikten başka hiç bir şey yoktur senin ve tüm güzel insanlar gibi adamı anlarsın sen. Alışkın olmadığım bir yer değil, şu an durduğum. Ve yaygın görüşün aksine, sıcak değildir, buzlarla kaplıdır.
2 yorum:
aslında blue valentine filmini seyrederken aklıma gelen birşeyi paylaşmak istiyorum. ya da vazgeçmiş olayım, siz de bunu bilin.
Akşamüstü, yorumu okuduktan sonra, filmi edinip izledim merakla. Duyguların başrolde olduğu, içten filmleri hep seven biri olarak, bunu anladığımı söyleyemecek olsam da, algımda yer etti, bildim, en azından bendeki bağlarını.
Yorum Gönder