1 Eylül 2014 Pazartesi

Ve Eylül Girer

sahneye ? Bu ay daha bitmeden uzakta yeni bir oyun oynamaya gidiyorum, artık istemli değil, elimde de değil seçimler bu kadar yıl sonra. Bir kordon boyu, "malecon" her yerde aynı, sadece bazılarında öpüşmek yasakken, bir diğerinde serbest. O özgürlüğün, gece rüzgarının gün boyu tenimizi kavuran sıcağı alıp gidişi,o karanlıkta, deniz üstünde yıldızlar seçiliyorken,duyduğum koku ve şimdi bekleyişi beni. Nasıl gitmem ? Beklenmek güzel şey. Aslında seçimler de hep beklenenden yana olmadı mı ?

Ben çıkayım istiyorum kendi gözümün önünden, hiç değilse bu sefer mevsimin ve mavinin hakkını versin hayat. Bir kereliğine alsın benden beni.

Korku, sen ne biçim ne kötü bir duygusun. Ancak o anı geçirmeye, bitirmeye zorunlu olunca korkmuyoruz. Geçirilmek zorunda olan bir zaman, bir kurt uluması, ama gitmak zorunda olduğun bir ev var. O eve adımını attığın anın düşüncesi dışında sığınalacak bir düşünce yok. Öyle yürüyorsun canavar ulumalarının yanından.

Eylül, baş tacım. En sevdiğim, bu kez iyi karşıla beni. Kahvem şekersiz, sütsüz ve sıcak olsun sabahlarının birinde, kahvaltı da istemem. Öpüşüne inananayım yeter ki, inandıkça kalayım, kaldıkça unutayım. Korkunun coğrafyasına atıvereyim bir beni uçaktan bu kez giderken, hafif bir düşünce, umutlu bir hayalden başkası kalmasın bende.

¡Ay, amor! by Caetano Veloso on Grooveshark



      


Hiç yorum yok: